22 Ekim 2009 Perşembe

BEST SUMMER COURSE

Giriş...

Merhabalar...

Brasovdaki yaz kursu biteli biraz uzun zaman oldu. Elimdeki notları bir araya getirmek için anca vakit bulabildim. Uzunca da bir yazı olmuş bütün notları bir araya getirince. Umarım okurken sıkılmazsınız :) Bu yaz Romanya'da unutamayacağım bir etkinliğe katıldım. Şu ana kadar hayatımda yaşadığım en farklı ve güzel günlerdendi diyebilirim.

Bu yaz kursu benim için çok ilginç bir deneyim olacaktı. Bunu hissediyordum. Daha önce Avrupa’nın farklı yerlerinden insanlarla tanışmıştım; fakat 15 gün gibi uzun bir süre birlikte yaşama fırsatı bulamamıştım. Bu durum Romanya’ya gitmeden önce beni biraz heyecanlandırdı. Sadece bunlarla bitmiyor; ilk kez uçağa binecek oluşum, ilk kez Avrupa’ya çıkacak oluşum heyecanımı kat kat arttırdı. İyiki de heyecanlanmışım diyorum; çünkü bu heyecanım beni birsürü şey yapmaya itecekti ve yeni tanışacağım arkadaşlardan öğrenecek çok şey vardı. Tanıştığım insanlar gerçekten çok arkadaş canlısıydı ve hepsi birbirleriyle birşeyler paylaşmaktan keyif alıyorlardı.

Biraz Romanya’dan bahsedecek olursak; ilk izlenim olarak gördüğüm kadarıyla Romanya gelişmekte olan bir ülke ve duyduğum kadarıyla çok hızlı gelişmekte olan bir ülkeymiş. Romanya’ya ilk geldiğimde başkent Bükreş’te yaklaşık 4 saat kadar vakit geçirdim. Bükreş sokakları gerçekten çok temiz görünüyordu. Bükreş’in pek çok yerinde sürekli bir yapılanma var.

1. Gün...
Brosov’a gideceğim günün bir önceki günü sabaha kadar uyuyamadım. Biraz heyecanlıydım. Uykusuz kalmanın çok fazla sorun olmayacağını düşündüm. Çünkü Romanya’ya erkenden varıp biraz uyku uyuma fırsatı bulacağımı düşündüm. Fakat öyle mi oldu? Kesinlikle öyle olmadı. Uykusuz geçen o gece diğer günlerin habercisiydi sanki. Romanyadaki arkadaşlar sağolsunlar biz sıkılmayalım diye o kadar yoğun bir program hazırlamışlar ki, dinlenmek için bile vakit bulmak imkansız. Neyse lafı fazla uzatmadan geçirdiğim yolculuğu anlatmak istiyorum. Buradan yaşadıklarımı anlatarak bitirebileceğimi zannetmiyorum. Sabah erkenden kaltık ve babam annem ve küçük kardeşim Okan’la Atatürk Havalimanına gittik. Havalimanına, Romanya’ya birlikte gideceğimiz İTÜ’de öğrenci olan Memet Can benden önce varmıştı. Memet Can ile havalimanında görüştük. Pasaport kontrolüne girmeden önce ailemle vedalaştım. Annemin gözleri gülüyordu. Onu görebiliyordum. Çünkü oğlu ilk kez onlardan çok fazla uzağa, dilini ve kültürünü bilmediği bir yere gidecekti. Neyse pasaport kontrolünü yaptırdık ve uçağımızın kalkacağı saati beklemeye başladık. Ve zaman geldi çattı. Uçağa binerken biraz heyecanlıydım. Uçak çok büyük ve ihtişamlı görünüyordu. Uçağın içerisi çok büyük ve ihtişamlı görünüyordu. Pilot kalkış için kuleden izin alırken, bir yandan da uçak içerisindeki minik ekranlardan hostesler uçak içerisinde güvenliğimiz için uyulması gereken kuralları sıralıyordu. Uçaklar teker teker havalanmaya başlamıştı ve sonunda sıra bize geldi. Pilot kuleden kalkış iznini aldıktan sonra motorlara öyle bir güç verdi ki, o gücü gerçekten hissedebiliyordunuz. Daha sonra o kadar büyük kütleli araç bir kuş havalandı ve gökyüzünde süzülmeye başladı. Gerçekten uçak hepimizden gazıdı. :)) Güzel şehir İstanbul’u ilk kez bu açıdan kuşbakışı izleme fırsatı bulmuştum. Gerçekten çok güzel bir görüntüydü. Karadenizin o mavi sularının üzerinden uçarak yaklaşık bir saatte Bükreş Ottopeni Havalimanına indir. Uçakla seyahat etmek gerçekten çok keyifliydi; dakay havada yapılan dönüşlerde biraz endişeleniyorsunuz. Çok eğimli dönüşler oluyor, sanki bir an uçağın kanadının yere değeceğini sanıyorsunuz. Ve uçağın iniş anı biraz konforsuz oluyor malesef. İndir falan derken, sorunsuz bir şekilde Romanya’ya giriş yaptık. Memet’le ikimiz tembellil yapıp internetten tren istasyonuna ve Üniversiteye nasıl ulaşacağımıza bakmadığımız için Havalimanında bir süre beklemek zorunda kaldık. Havaalanı çıkışında birer metre aralıklarla sıralanmış olan taksiciler, taksi lazım mı diye sürekli rahatsız ettiler. Beklerken hemen annemi aradık ve meraklanmasınlar diye indiğimi haber verdim. Ne yapacağımızı düşünürken Romanya’da iş adamı olan dayımın bana yardımcı olabileceğini düşündüm ve ona ulaştım. Dayım Hamdi abiyi bizimle ilgilenmesi için yanımıza yolladı. Hamdi abi geldiğinde eğlence başlamıştı. Hamdi abi orjinal ve ince espirileriyle ortalığı gülmekten kırıp geçirdi. Bize biraz romanyadan bahsetti. Buradaki insanların bizim insanlarımıza göre daha “open mind” (yeni fikirlere açık olmak) olduğunu ve bazı konularda dikkatli olmamız konusunda bizi uyardı.